24 Temmuz 1923’te, Türkiye’nin sınırlarını belirleyen Lozan Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma, Kürt halkının katılımı veya onayı olmadan Türkiye’nin Kuzey Kürdistan topraklarının önemli bir bölümünü ilhak etmesine olanak sağladı. Kürtler müzakerelere dahil edilmedi ve bu nedenle Türkiye devleti tarafından temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakıldılar. Bir asırdan fazla bir süredir Türkiye, bu antlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemiştir, ancak Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Romanya gibi imzacı güçler, Türkiye’yi süregelen ihlalleri nedeniyle sorumlu tutmamıştır.
Diakurd olarak, Lozan Antlaşması’nın hiçbir zaman düzgün bir şekilde uygulanmadığına ve bu nedenle iptal edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu uzun süredir devam eden adaletsizliği gidermek için, Diakurd olarak antlaşmanın 100. yılında Türkiye’ye karşı hukuki süreç başlattık. Her ne kadar Türkiye idare mahkemesi davayı reddetmiş olsa da, şimdi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne başvuruyoruz. Bu, hukuki mücadelemizde kritik bir aşamayı işaret ediyor ve Kürt halkının yaşadığı mağduriyeti uluslararası kamuoyunun dikkatine sunmak için nadir bir fırsat sunuyor.
Bu belirleyici aşamaya girerken, diaspora genelindeki tüm Kürt STK’larını, siyasi partileri, bireyleri ve Kürt haklarını destekleyenleri bu kritik çabaya katılmaya çağırıyoruz. Adalet ve insan hakları mücadelesini sürdürmek için aktif katılımınız ve mali katkılarınız hayati önem taşımaktadır.
Lozan Antlaşması’nın iptal edilmesinin, Türkiye nüfusunun üçte birini oluşturan Kürt halkının, tanınmış bir ulus olarak kendi geleceğini belirleyebilmesi için gerekli bir adım olduğuna inanıyoruz. Birleşmiş Milletler öncülüğünde uluslararası toplum, Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını desteklemek ve asimilasyon ile baskı politikalarını durdurmak için acil ve anlamlı adımlar atmalıdır.
Bu, ortak mücadelemizde kritik bir andır. Birlikte, Kürt halkının Temel İnsan Haklarını ve Kendi Kaderini Tayin Hakkını saygıyla karşılayan adil ve barışçıl bir çözüm için mücadele edebiliriz. Artık sesimizi yükseltmenin ve çok uzun süredir devam eden bu adaletsizliğin sona ermesini talep etmenin zamanıdır.
Dayanışma içinde ve sarsılmaz bir kararlılıkla, tüm ilgili tarafları bu yasal süreci desteklemeye ve bu davaya cömertçe katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
Birlikte, Kürt halkı için adil ve kalıcı bir geleceğin yolunu açabiliriz.
Saygılarımızla,
Diakurd – Kürt Diasporası Konfederasyonu
7 Eylül 2024